Türkiye'den Endonezya'ya çömlekçiliğin izinde
Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Lale Dilbaş, uzmanlık alanlarından biri olan 'Güney Asya Geleneksel Çömlekçiliği Araştırmaları' için Endonezya'ya gitti. Güney Asya'nın farklı bölgelerini ziyaret ederek incelemeler yapan Prof. Dr. Dilbaş, 'Söz konusu yerleşkelerde elektrik, gaz gibi enerji kaynakları yok. Endüstriyel ürünlerin gündelik hayatta varlığı sınırlı. Pişirme araçları ocak, fırın, tencereleri yok. Bu yokluk, halkı bahçelerindeki toprağı şekillendirmeye yönlendiriyor. Böylece çömlekçilik bu yaşamlarda yaygın bir biçimde sürdürülüyor' dedi.
Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Lale Dilbaş, uzmanlık alanlarından biri olan 'Güney Asya Geleneksel Çömlekçiliği Araştırmaları' için Endonezya'ya gitti. Güney Asya'nın farklı bölgelerini ziyaret ederek incelemeler yapan Prof. Dr. Dilbaş, 'Söz konusu yerleşkelerde elektrik, gaz gibi enerji kaynakları yok. Endüstriyel ürünlerin gündelik hayatta varlığı sınırlı. Pişirme araçları; ocak, fırın, tencereleri yok. Bu yokluk, halkı bahçelerindeki toprağı şekillendirmeye yönlendiriyor. Böylece çömlekçilik bu yaşamlarda yaygın bir biçimde sürdürülüyor' dedi.
Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Lale Dilbaş, Endonezya'da, Sulawesi Adası'nın hem kuzeyinde hem de güneyinde hala çömlek üretilen üç köyü ziyaret etti. Kuzeyde Manado'daki Pulutan ve güneyde Takalar bölgesinde Pattallassang ile Pa Batangan köylerinde incelemeler yaptı. 2011 yılından beri Güney Asya'nın çeşitli coğrafyalarında yerel çömlekçilik üretimleri üzerine araştırmalar yapan Prof. Lale Dilbaş, şimdiye kadar; Hindistan, Sri Lanka, Nepal, Bangladeş, Malezya ve Pasifik Adaları'nda ziyaret ettiği onlarca yerleşkede, çömlekçilerle görüşmeler yaparak ürün, üretim yöntem ve alanlarını inceliyor.
'Kaynakların sınırlı olması çömlekçiliğe yönlendiriyor'
Ziyaret ettiği bölgelerle ilgili görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Dilbaş, 'Bu coğrafyalarda ürün tasarımına dair çok çeşitli yerel üretim bilgisi var ve çömlek üretimi, endüstrileşmenin aynılaştıran etkisinden muaf. Söz konusu yerleşkelerde elektrik, gaz gibi enerji kaynakları yok. Endüstriyel ürünlerin gündelik hayatta varlığı sınırlı. Pişirme araçları; ocak, fırın, tencereleri yok. Bu yokluk halkı bahçelerindeki toprağı şekillendirmeye yönlendiriyor. Böylece çömlekçilik bu yaşamlarda yaygın bir biçimde sürdürülüyor. Kendi ocaklarını kendilerinin yapması da buna çok yaygın bir örnek' dedi.
'Dezavantajlı gruplara fayda sağlayacak projelere dönüştürmek için çalışıyorum'
Endonezya'da inceleme yaptığı köylerden bahseden Prof. Dr. Dilbaş, 'Bu köylerdeki üretim ve çömlekler birbirinden o kadar farklıydı ki, güneyde birbirine 6 km uzaklıktaki iki köy arasında bile büyük farklar vardı. Ben bu araştırmada 'Katılımcı Tasarım'daki yerel bilginin kıymetli olduğu bakış açısını görüyorum. Ve burada yaşayan her bilgi çok kıymetli. Bunların inovasyona bilgi kaynağı oluşturduğunu düşünüyor ve bu yüzden belgeliyorum. 13 yıldır dezavantajlı yaşam biçimlerinin oluşturduğu çeşitlilik ve bilgi birikimini görünür hale getirme çabasındayım. Güney Asya'da iz sürerken bir yandan da bu çalışmaları Yaşar Üniversitesi'nin 'Topluma Hizmet ve Uluslararasılaşma' stratejileri kapsamında yurt içi ve dışında farklı dezavantajlı gruplara fayda sağlayacak projelere dönüştürmek için çalışıyorum' şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Dilbaş, 2023 yılında Pasifik'te gittiği birkaç adada can güvenliğini tehdit eden unsurlardan ötürü araştırmalarının bir kısmını tamamlayamadan döndüğünü belirtti. Papua Yeni Gine'de araştırma şartlarını güvenli kılan hazırlıklarını tamamladığında, bir sonraki adımını gerçekleştirmeyi hayal ediyor.