Çocuklar Troya Müzesi'ni ele geçirdi
Çanakkale'de, 5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri'nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi'nde 'Takeover Day' (Devralma Günü) etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliği çerçevesinde bir gün boyunca 17 çocuk müzeyi devralarak, müzede tur rehberi, gişe görevlisi, güvenlik, karşılama görevlisi, mağaza personeli, sosyal medya yöneticisi, eğitimci, arkeolog olarak çalıştı.
Çanakkale’de, 5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri’nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi’nde “Takeover Day” (Devralma Günü) etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliği çerçevesinde bir gün boyunca 17 çocuk müzeyi devralarak, müzede tur rehberi, gişe görevlisi, güvenlik, karşılama görevlisi, mağaza personeli, sosyal medya yöneticisi, eğitimci, arkeolog olarak çalıştı.
Çanakkale’de, 5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri’nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi farklı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. İlk kez 2010 yılında İngiltere’de ortaya çıkan “Takeover Day” (Devralma Günü) etkinliği Troya Müzesi’nde gerçekleşti. Devralma Günü, müzelerin çocukları normalde yetişkinlerin yaptığı işleri devralmaya davet ettiği gün olarak tanımlanıyor. Bu özel günde müze profesyonellerinin yaptıkları tüm görevleri bir günlüğüne çocuklara devredildi. Müzede ‘Takeover Day’ (Devralma Günü) etkinliği çerçevesinde koleksiyon sorumlusu, güvenlik personeli, rehber, sosyal medya görevlisi, mağaza görevlisi, kafe personeli, müze müdürü, sanat tarihçisi, arkeolog gibi farklı görevlerde toplam 17 çocuk 08:30-14:30 arasında Troya Müzesi’nde çalıştılar.
Etkinlik hakkında konuşan Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, “İlk kez 2010 yılında ortaya çıkan "Takeover Day" (Devralma Günü) uygulamasında bir gün boyunca çocuklar müzeyi devralarak müzelerde tur rehberi, gişe görevlisi, güvenlik, karşılama görevlisi, mağaza personeli, sosyal medya yöneticisi, eğitimci, arkeolog olarak çalışırlar. Devralma Günü, kültürel mirasın korunmasına ilişkin çocuklar ve gençler için sınıf dışı bir öğretim projesidir. Söz konusu proje ile bir müzenin teşhiri dışında, idari kısımda, ofislerde, laboratuvarlarda ve müze sosyal alanlarında kültür mirasının korunmasına ilişkin yapılan iş ve işlemleri yaparak ve yaşayarak deneyimlemeleri hedeflenmektedir. Böylece çocukların kültürel mirasımız üzerinde aidiyet duygusu ile özgüven ve becerilerinin de geliştirilmesi hedeflenen ana amaçlardan birisidir” dedi.
"Takeover Day" uygulamasını gerçekleştiren ilk kamu müzesi
"Takeover Day" uygulamasını gerçekleştiren ilk kamu müzesinin Troya Müzesi olduğuna da dikkat çeken Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, sözlerine şöyle devam etti:
"Museum Takeover Day” uygulamasını Türkiye’de uygulayan ilk kamu müzesiyiz. Öncesinde sosyal medya hesabımızdan bir duyuru yaparak katılmak isteyen çocuklarımızdan bir motivasyon mektubu istedik. Niçin müzede çalışmak istiyorlar ve hangi görevi yapmak isterler konusunda düşüncelerini aldık. Etkinliğe Kumkale Köyü 100. Yıl İlköğretim Okulu 4. Sınıf öğrencileri katıldı. Yanı sıra İstanbul’dan gelen bir çocuğumuz vardı. Çocuklar harika mektuplar yazdılar. Kendilerini şahane ifade ettiler. Bugün gün boyunca müzedeki tüm görevleri onlar yürüttü.”
Müzelerin saklama ve sergilemenin ötesinde birer eğitim kurumu olarak işlev görmesi gerektiğini kaydeden Müdür Gölcük, “Müdürlüğümüzce bu konuda önemli adımlar atılmış ve Genel Müdürlüğümüzün onayları ile Troya Müzesi "Eğitim ve Organizasyon Departmanı" kurulmuştu. Söz konusu departman gerek müze ortamında gerekse "Sınıf Arkadaşım Homeros" gezici müze projesi ile köylerde ve Çanakkale merkezde eğitim faaliyetlerini yürütmektedir. Ve bugün o departman harika bir iş çıkararak Takeover Day etkinliğini Müzemize taşıdı. Tabi burada öncelikle Kumkale Köyü 100. Yıl İlköğretim Okulu idarecilerine, öğretmenlerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu konuda işbirlikleri bizim için çok önemliydi. Ve tabi tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmem lazım. Çocukların gözlerindeki ışıltıda, kalplerindeki heyecanda onların özverilerinin katkısı çok büyük. Departmanımız adına tüm organizasyonun yükünü çeken uzmanlarımız Hazal Fırat ve Yunus Özdemir’e ayrıca teşekkür ediyorum. Ve tabi çocuklar, muhteşem iş çıkardılar. Çocuklar iyi ki varlar” diye konuştu.